Hüseyin ÖZBAY; Dilin sadece bir araç olmadığını ve bir takım sonuçları içerdiğini belirterek, “Ağzımızda tat alma organı dili kullanarak “dili” gerçekleştiriyoruz.” açıklaması ile gerçekleştirme aracından vazgeçmenin, sonuçlardan da yani kültüre ait olan her şeyden de vazgeçmiş olacağımızı vurguladı.
Türkçenin içerde örselenen dışarıda son derece önem verilen bir dil olduğunu söyleyerek Türkçe öğrenme isteğinin arttığını, hiçbir türkoloğun Türkçe hakkında olumsuz değerlendirme yapmadığını, hatta türkoloji uzmanlarının Türkçeyi harika bir dil olarak gördüklerini vurguladı. Türkçenin bilimsel olarak yüceltilirken kültürel olarak aşağılanması çelişkisi ile karşı karşıya olduğumuzu ve bu durumun Türkçeyi tartışılır kıldığını belirtmiştir.
Türkçenin “merkezinin oynak bir dil” olduğu vurgusunu yaparak; Çin’de, Sibirya’da ve Balkanlar’da sürekli yer değiştirerek formlaştığını ve yirmi kadar ayrı lehçenin konuşulduğu tek dil olduğunun tespitini yaptı.
Türkçenin; millet karakteri ile dil karakteri özdeşliği kurarak en önemli niteliksel gücünün fiil (hareket) dili olduğunu vurgulayarak, “Türkçenin Gücünün” nesnel (durum) gücü (tarihin en eski dili, en geniş etnik dil coğrafyası ve en çok dil nüfusu) ve nitelik gücü (aksiyonel dil, sıfat bakımından zayıf ancak sade dil oluşu) olarak iki ana başlık altında mukayeseli üstünlüklerinden bahsederek, Türkçenin “morfolojik dil” (eklerle anlatım) özelliğinin türev gücünü yüksek kıldığını belirtti.
Konferansın sonunda Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ÖZBAY’a, Enstitü Üyesi Prof. Dr. Yaşar AYDEMİR tarafından, günün anısına bir plaket takdim edildi.