ODTÜ Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erdinç Sayan10 Aralık 2011 Cumartesi saat 14.00 Enstitümüzde “Çağdaş Zihin Felsefesinin Problemlerine Bir Bakış” konulu bir konferans verdi.
Sözlerine “bir bedenimiz ve bir zihnimiz olduğundan söz ederiz. İnsanların bedenlerini (iç organları dahil) gözlemek ilkece kolay ama onların zihinlerini gözlemek son derece zor, belki de imkânsız” diyerek başladı.Zihin hallerinin ne olduğuna aşağıdaki şekilde açıklık getirmek istedi:
Zihnimizin içinde olup biten acı ve haz duyma, düşünce ve inançlar, arzular ve endişeler, renk, koku, ses algıları, kaşıntı, gıdıklanma, sıcak ve soğuk hissetme, beklentiler, hatırlamalar, öfke ve sevinç duymalar, susuzluk, açlık ve can sıkıntıları gibi olaylara veya durumlara zihin halleridiyoruz. Zihin hallerinin oluşturduğu bu zihin dediğimiz şey nedir? Beden, özellikle de beyin -ya da daha genel alırsak, merkezi sinir sistemi- ile zihin dediğimiz şeyin ne gibi bir ilişkisi var? Beyin ile zihin arasında çok sıkı bir ilişki olduğunu hepimiz kabul ederiz ama bu ilişkinin adını koymak, tabiatını anlamak çok zordur. Bu ilişkinin aydınlatılması sorunu felsefede “beden-zihin problemi” olarak adlandırılır.
Konuşmasına zihin felsefesinin bazı temel problemlerine değindikten sonra , zihin-beden ilişkisi bağlamında bazı temel (düalizm, materyalizm, idealizm, behavyorizm, zihin-beden özdeşliği teorisi, fonksiyonalizm, elemeci materyalizm gibi görüşleri) ve bu görüşlerin karşılaştığı bazı sorunları, diğer zihinler problemi, nitel zihin halleri ve yönelimsel zihin halleri ele alarak ayrıca bilinç ve zihin arasındaki farklılığa işaret etti.Dinleyicilerden yöneltilen soru , verilen cevaplar ve Erdinç Bey’e Enstitü adına takdim edilen plaketle program son buldu.