Konuşmacı, düşünce tarihi içinde bilgi ve bilgikuramındaki yönelimleri, temel düşünceleriyle irdeleyerek sürece açıklık getirdi.
TİMUÇİN konuşmasında “Her filozof felsefesini geliştirirken onu sağlam bir temele dayandırmaya çalışır, bunun için belirleyici ölçütler koyar ve böylece görüşlerini dizgesel bir bütünde açıklamak ister. Bu da felsefi bilgiyi bir bilgikuramında anlaşılır kılmak demektir. Her felsefe geliştirdiği bilgi kuramıyla seçilir ve anlaşılır. Felsefenin temeline konulan kurgusal bilgiler uygulamada tutarlı olmanın yolunu açar…” yaklaşımına açıklık getirdi.
Prof. TİMUÇİN, Batı “Düşünce tarihi içinde, biri Platon’a öbürü Aristoteles’e dayandırılan, özellikle bilgi açısından iki görüşün oluştuğunu, bunların temelde, ‘değişmez olan yani kalıcı’ ve ‘değişken yani geçici olan’ biçiminde yer aldığını ifade etti.
Konuşmanın sonuna doğru, “Metafiziği olmak da olmamak da tehlikelidir.” Her felsefenin ayakları yere değen bir metafiziği olmalıdır. Görünmez bir değişmezi, görünür bir değişkenle dengeleyip çıkmak bugün hiçbirimize bir şey kazandırmaz. Bir bilgi kuramı geliştireceksek, gözlerimizi bizi aşan bir alana değil de oluşumlarını gözlemleyebildiğimiz bir alana çevirmemiz gerekir. Bu alan da bilginin yuvası, bilgi sorunlarının ortamı, değişimin gerçek anlamda gerçekleştiği yer olan bilincimizdir. Tutarlı ve özenli bir bilinç gözlemlenmesi bilgi sorunlarını çözmemizde, sağlam bir bilgi kuramı geliştirmemizde bize büyük katkılar sağlayacaktır…” değerlendirmeleriyle konuyu tamamlanmaya çalışıldı. Konuya ilişkin soru ve cevapların ardından etkinlik sona erdi.
Prof. Dr. Afşar TİMUÇİN’e, İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü adına Veysel Üstündağ tarafından etkinlik anısına bir plaket takdim edildi.