Bir dil hakkında fikir edinmek istiyorsak önce o dilin iki kaynağına, sözlüğüne ve gramerine başvurulduğunu, ve yine bilindiği gibi sözlüklerin, dilin malzemesini yani kelimelerini topladığını; gramerin de bunların kullanılmasıyla ilgili kuralları verdiğini, dil konularının konuşulduğu her devirde, her yerde mutlaka bunlardan bahsedildiğini söyleyerek, Arapçada sözlük kavramının mu‘cem, kāmūs sözcükleriyle karşılandığını belirterek konferansa giriş yaptı.
Araplarda sözlük yazımının başlıca sebebini: “-Fasih Arapçanın inceliklerini en iyi şekilde gösterebilmek, -Sözcüklerin gramatik ve morfolojik açıdan doğru kullanımlarını görebilmek, -Kur’ān’ı okurken ve açıklarken yanlışlıklara düşme korkusu, -Dile yabancı kelimelerin girmesine engel olmak” olarak sıraladıktan sonra, Arapça sözlük çalışmalarının miladi 7. yüzyılda çölden şehre göç edip yerleşen ālimlerin dilde gördükleri hataları ve yabancı sözcükleri düzeltmeleriyle başlamış olduğunu ve bu çalışmaları sistematik olarak ifade edecek olursak Arapça sözlüklerin doğuşunun üç aşamada gerçekleşmiş olduğunu vurguladı.
İlk aşamanın ālimlerin veya rāvīlerin miladi 7. yüzyılda başlayıp takip eden iki yüzyıl boyunca eski şiirler, hadisler ve Kur’ān-ı Kerim’de geçen ibareleri toplamasıyla başlayan süreç olduğunu: Ebū Zeyd el-Ensārī’nin en-Nevādir fi’l-Luğa adlı kitabı günümüze ulaşan ve bu dönemi yansıtan en iyi eser olduğunu,
İkinci aşamada dilsel ibarelerin belirli bir konuya ve düzene göre yaprak yaprak sınıflandırılması olduğunu, el-Asma‘ī’nin Kitābu’l-İbil (Deve Kitabı),Kitābu’l-Hayl (At Kitabı), Kitābu Esmā’i’l-Vuḥūş ve Sıfātuhā (Yabani Hayvan Adları ve Nitelikleri Kitabı), Kitābu’n-Naḥl (Arı Kitabı), Kitābu’n-Nebāt ve’ş-Şecer (Bitkiler ve Ağaçlar Kitabı) , Kitābu’ş-Şāt (Koyun kitabı) gibi belli konulara ilişkin kitapları bunlara örnek gösterilebileceğini ifade etti.
Sadece isimlerini aldıkları sözcükle ilgili tüm kavramları içeren bu sözlüklere bakarak, kavram alanı çalışmalarının Arapların erken dönemlerinde başladığını belirterek; bu dönemde, alfabedeki tek bir harf alınarak bu harfle başlayan tüm sözcüklerin sıralandığı sözlüklere de rastlanmakta olduğunu, Ebū Zeyd el-Ensārī’nin (v.215/830) Kitābu’l-Hemze’si, Ebu ‘Amr eş-Şeybānī’nin (v.206/821) Kitābu’l-Cīm adlı eseri bu sözlüklere örnek olacağını gösterdi.
Üçüncü aşama düzenli, kapsamlı genel sözlüklerin ortaya çıktığı dönem olduğunu, bu dönemde dildeki hatalı kullanımları önlemek, Kur’ān’a ve şer‘i metinlere açıklık kazandırmak hedeflenmiş olduğunu, gerek bilimsel düzeni, gerek kapsamıyla Halīl b. Aḥmet el-Ferāhidī’nin (v. 173/789) Kitābu’l-‘Aynadlı sözlüğü bu dönemdeki ilk sözlük (Ebū Şerīfe v.d.1989: 116-118) olduğunu söyleyerek, bu dönemde yazılmış sözlüklerden örnekler vererek özelliklerinden bahsetti.
Hicri II. yüzyılın sonlarına doğru yazılan bu sözlük (m.700) harflerin mahreçleri (çıkış yerleri) esas alınarak düzenlenmiştir. Halīl b. Aḥmed sözlüğe (ع) ayn harfiyle başlamıştır. Bu harf gırtlaktaki çıkış yeri bakımından en geride olanıdır.
Halīl b. Ahmed’in bu yöntemini izleyen öğrencilerinin: el-Ezherī (v. 370/980), Tehzību’l-Luğa, el-Kālī (v. 356/967), el-Bārī’, Ibn Sīde el-Muḥkem (v. 548/1153), ez-Zebīdī (v. 1205/1790) Muḥtaṣaru’l-‘Ayn adlı sözlükleri de bulunmaktadır. Bu sözlükleri Ibn Dureyd’in (v. 321/933) Cemheretu’l-Luğa Ibn Fāris b. Zekeriyā’nın (v. 395/1005), Meḳāyīsu’l-Luğa ve el-Mucmel adlı sözlükleri izlemiştir. Bu üç sözlük daha öncekilerden farklı olarak alfabetik şekilde düzenlenmiştir.
el-Cevherī’nin (v. 393/m.1003), es-Sıḥaḥ,
Ibn Manzūr’un (v. 711/1311), Lisānu’l-‘Arab,
Fīrūzābādī’nin (v. 817/1414) Kāmūsu’l-Muḥīt,
Zebīdī’nin, (v. 1205/1790 ) Tācu’l-‘Arūs adlı eserleri yazılmıştır. Sözcüklerin kökleri esas alınarak yazılan sözlüklerden Butrus el-Bustānī’nin (v. 1300/1883) Muḥīṭ el-Muḥīṭ ve Kitābu’-Muḥīṭ, Luis Ma‘lūf’un (v. 1365/1946), el-Muncid’i ve Kahire Arap Dil Kurumu’nun el-Mu‘cemu’l-Vasīṭ adlı sözlükleri gelmektedir.
Tarihsel seyir içinde bu sözlükleri Abdullah el-Alāylī’nın 1963 yılında yayımlanan el-Merca‘sı Cubran Mes‘ūd’un 1964 yılında yayımlanan er-Rā’id, Fuād Efrām el-Bustānī’nin 1967 yılında yayımlanan el-Muncid el-Ebcedī, Halīl el-Cerr’in 1973 yılında yayımlanan Lārus adlı sözlükleri izlemektedir. (Ebū Şerīfe v.d.1989:120-129).
1-el-Mu‘cemu’l-Luğavī ( Dil Sözlükleri)
a) el-Mu‘cemu’t-Te‘sīlī (Etimolojik Sözlükler)
b)el-Mu‘cemu’t-Taṭavvurī ev et-Tārīhī ( Gelişim veya Tarih Sözlükleri)
c) Mu‘cemu’l-Muṣṭalahāti’l-Luğaviyye (Dil Terimleri Sözlüğü)
d) el-Mu‘cemu’l-Mi‘yārī ev et-Ta‘līmī (Kılavuz veya Öğretici Sözlükler)
e) Mu‘cemu’t-Tevassu‘i’d-Delālī ev el-Mecāz (Anlamsal Uzam ve Mecaz Sözlükleri)
f) Mu‘cemu’l-Ef‘āl (Fiiller Sözlüğü)
g) Mu‘cemul-Mu‘arreb ve’d-Daḫīl
h) Mu‘cemu’l-Ezḍāḍ
i) Mu‘cemu’l-İbdāl
2. Mu‘cemu’l-Me‘ānī ev et-Tecānusī (Anlamı ele alan sözlükler)
Bu tür sözlükler lafzı değil, anlamı ele alan sözlüklerdir. Bu sözlüklere konu sözlükleri de denir. Eşanlamlı sözcükler de bu tür sözlüklerin kapsamı içine girerler. es-Se‘ālibī’nin “Fıkhu’l-luğa ve sırru’l-‘Arabiyye”, Ibn Sīde’nin “el- Muḫaṣṣaṣ”adlı eserleri bu gruba örnek olarak verilebilir.
Kitābu’l-‘Ayn: Halīl b. Ahmed ( v. 173 /789)
el-Hurūf : Ebū ‘Amr eş-Şeybānī (v. 206/ 821)
el-Elfāz : Ibn Sikkīt (v.244/858)
el-Cemhere : Ibn Dureyd (v.321/ 933)
el-Bārī : Ebū Alī el-Kālī (v. 356/ 967)
Tehzību’l-Luğa : el-Ezherī (v. 370/ 980)
Meḳāyīsu’l-Luğa ve el-Mucmel: Ibn Fāris (v.395/ 1005)
es-Sıḥāḥ : el-Cevherī ( v. 393/1003)
el-Muhkem ve’l-Muḫaṣṣaṣ : Ibn Side (v. 458/1066)
Lisānu’l-‘Arab : Ibn Manzūr (v. 711/ 1311)
el-Kāmūsu’l-Muḥīṭ : Fīrūzābādī ( v. 817/ 1414)
Tācu’l-‘Arūs : Zebīdī ( v. 1205/ 1790)
Muḥīṭ el-Muḥīṭ ve Kitābu’l-Muḥīṭ: Butrus el-Bustānī (v. 1300/1883)
el-Muncid : Luis Ma‘lūf (v. 1365/1946)
el-Mu ‘cemu’l-Vasīṭ : Kahire Arap Dil Kurumu (v. 1380/ 1960)
er-Rā’id (1964) Cubran Mes’ūd
Lārus (1973) Halīl el-Cerr
el-Mu‘cemu’l-‘Arabiyyu’l-Esāsī (1982) Arap Dil Kurumu
Derya Adalar Subaşı: “Kavram oluşturma işi insanın en temel bilişsel etkinliklerinden biridir. İnsan dünyaya ilişkin tüm bilgisini, karşılaştığı uyaranları kendi bilişsel becerileri ve deneyimleri doğrultusunda algılayıp sınıflayarak yapılandırmaktadır.” Görüşünü belirttikten sonra Arapçanın Kavram Dünyasına Bakış başlığı altında “renkler” konusunu ele alarak örnekler sundu, arkasından aslan, kılıç, at ve deve üzerinden üretilmiş sözcüklere değindi.
Konferansın sunuş bölümünün bitiş sözü olarak; “Yapılan araştırmalar Arapçanın kavram alanı açısından diğer dillere göre daha zengin bir dil olduğunu göstermektedir. Arapça, temel kavramlar açısından dünyanın pek çok dilinden daha çok kavram içermektedir. Bu kavramların günlük dilde ne kadar yansıtıldığı ise farklı bir araştırma konusudur.” dedi ve konferansın soru cevap bölümüne geçildi.
Günün anısına Enstitümüz adına Yönetim Kurulu Ãyemiz İsmahan YURT tarafından Yrd. Doç. Dr. Derya Adalar Subaşı’na plaket takdim edildi.