Konuşmasına “Dil ve Türk Dili Üstüne Felsefi Bir Konuşma” başlıklı bir sunumla başlayan Prof. Dr. Ömer Naci SOYKAN, söyleyeceklerinin daha iyi anlaşılacağı amacıyla “felsefi tutumuna” açıklık getiren bilgiler verdi. İletişim açısından bütün olanaklı dilleri üç öbekte inceleyeceğini belirten SOYKAN bunları;
1. İnsan Dili,
2. Hayvansal Dil,
3. Mekanik Dil olarak sıraladı.
Prof. SOYKAN, konuşmasında savlarını destekleyici açıklamalardan sonra;“… Eğer biz özgün bir felsefe yapacak olursak, bunu, kendi varoluşumuzu hem taşıyan hem de büyük ölçüde var eden kendi anadilimizde yapmalıyız. Bu, yalnızca felsefe için değil, her tür tinsel yaratı için de geçerli olduğunu…” ifade etti.
Sözlerine “… Felsefenin kullandığı kavramların uzak yakın algısal olanla veya algılanabilir olanla bağının kurulabilmesi gerekir. Böyle bir bağ kurulamadığında kavramın içi boş kalır. İçi boş kavramlarla da felsefe yapılamaz; ancak boş spekülasyonlar yapılabilir. Felsefenin tarihinde bunun örnekleri çoktur. Kavramın algılanabilir olanla bağının kurulabilmesi için onun bir şeyi göstermesi, eş deyişle, bir gönderimi olması gerekir…” değerlendirmelerinde bulundu.
Katılımcıların ilgiyle takip ettiği faaliyet, yapılan sunum ve eserlerin tezleri üzerine yöneltilen soru ve cevapların ardından, Prof. Dr. Ömer Naci Soykan’a günün anısına verilen plaketle toplantı sona erdi.